Prijevod od "nikada niste" na Turski


Kako koristiti "nikada niste" u rečenici:

Da me više nikada niste zvali.
Benimle bir daha temas kurmayın, asla.
Žao mi je što nikada niste upoznali Silasa i Shanea.
Silas ve Shane ile....hiç tanışma şansı bulamadığınız için üzgünüm.
Sjedinjene Države, koje nikada niste culi jer ne postoji za još 200 godina.
Amerikalıyım. Ama sen hiç orayı duymamışsındır çünkü kurulmasına daha 200 yıl var.
Pa, ne znam vas, ali se kladim da nikada niste ovako pogriješili.
Seni tanımıyorum ama eminim hayatında hiç bu kadar yanılmamışsındır.
Znači, mi ne znamo kada vi kažete zauvijek da li planirate živjeti u New Yorku, ili paziti na svoje dijete pošto nikada niste učinili išta što bi se moglo smatrati kao vječno.
Sürekli dediğiniz zaman New York'ta yaşamak ya da çocuğunuzu büyütmek isteyip istemediğinizi bilmiyoruz. Çünkü hiç sürekli bir şey yapmadınız.
Dr. Kinga nikada niste mogli vidjeti s neurednom kosom.
Keşke Martin Luther King'i dağınık kıvırcık saçlarıyla görmüş olsaydın.
Jednom kad to vidite više nikada niste isti.
Bunu bir kere seyrederseniz asla eskisi gibi olmazsınız.
Hoćete da kažete da nikada niste čuli za moju knjigu, svjetsku senzaciju "Dole ljubav"?
Yani siz, tüm dünyada olay yaratan Down With Love adlı kitabımı hiç duymadınız mı? Hayır, bayan, duymadım.
Zar vi nikada niste htjeli biti sami?
Baba beklemene gerek yok, sadece bir dakikaya ihtiyacım var.
Zašto nikada niste spomenuli da... vaš brat ima toliko poštanskih marki?
Neden ağabeyinizin bir sürü pulu olduğundan... bize hiç bahsetmediniz?
Nikada niste čuli za tu riječ, zar ne?
Bu sözü hiç duymadınız, değil mi?
Nikada niste koristili našu agenciju, zar ne?
Daha önce bizim acentamızı hiç kullanmadın, değil mi?
Nikada niste bili testirani kao što ćete biti sada.
Böyle bir sınavla daha önce hiç karşılaşmamıştınız.
Nikada niste učinili nešto čime ste osramotili tvrtku ili je ugrozili?
Hayır. Şirketi utandıracak, hatta ciddi tehlikeye sokacak bir şey yaptınız mı?
Molim vas, nikada niste dali šansu Beth, i govoreći kao druga nova osoba u bloku, vi ste kao zlobne, lijepe djevojke koje ne žele pustiti nikome da sjedne za njihov stol.
Lütfen, Beth'e hiç şans vermediniz ayrıca diğer yeni taşınan kişiye de. Masalarına kimsenin oturmasına izin vermeyen sevimli kötü kızlar gibisiniz.
Jadne životinje, nikada niste smjele napustiti šumu... sada imate posla sa mnom.
Zavallı hayvanlar. Ormanı hiç terk etmemeliydiniz. Şimdi benimle uğraşmak zorundasınız.
Vaš problem je taj što nikada niste imali seksualni odnos.
Senin problemin, anladığım kadarıyla hiç seks yapmamış olman.
I nikada niste upoznali Hank Siskela, ili bili u čeličani?
Ve Hank Siskel'la hiç tanışmadınız mı çelikhaneye hiç gitmediniz mi?
Kao da nikada niste vidjeli curu.
Sanki daha önce hiç kız görmemişsiniz.
Znam da vas nikada niste bili bliski, ali nije mu bilo lako nakon ubojstva tvoje mame.
Siz ikinizin hiçbir zaman yakın olmadığınızı biliyorum ama annenin öldürülmesinden sonra hayat ona da kolay gelmemiştir.
Vi klošari nikada niste zalazili ovoliko na jug.
Siz sersemler hiç bu kadar güneye gelmezdiniz.
Možda ima 6 stupnjeva razdvajanja između svih ljudi i Kevina Bacona, ali ako ste mlađi i živite u Kaliforniji, nikada niste previše udaljeni od Jamesa.
Dünyadaki herhangi birinden Kevin Bacon'a "tanıdıktan tanıdığa" 6 kişiyle ulaşabilirsin. Ama 30 yaşın altındaysanız ve Güney Kaliforniya'da yaşıyorsanız James Franco'ya "tanıdıktan tanıdığa" 2 kişiyle ulaşırsınız.
Radili smo stvari koje ti i mama nikada niste.
Bizim yaptıklarımızı annemle sen hiç yapmadınız.
Znači nikada niste bili član desničarske stranke?
Yani hiçbir zaman sağ görüşlü bir partiye üye olmadınız mı?
Mislim, nikada niste čuli takve krikove kao što ih je ispuštao Walter dok sam sjekao.
Ben ağacı kestikçe Walter'dan gelen çığlıklar gibisini hiç duymamışsınızdır.
Zar nikada niste kupili dušu za perle?
Bir insanı tespih karşılığında hiç satın aldın mı?
Ovo je željeznički kolodvor kakav još nikada niste vidjeli.
Bu, daha önce eşini benzerini görmediğiniz bir tren istasyonu.
Ne možete putovati sami, nikada niste ni trebali.
Bir yolculuğa tek başınıza çıkamazsınız hiçbir zaman çıkamazdınız.
To vam sada može zvučati apsurdno ako nikada niste razmišljali o novim gradovima.
Eğer yeni şehirler hakkında hiç düşünmediyseniz, bu söylediğim size saçma gelebilir.
Na jedan ili drugi način, sto godina robotike, nikada niste vidjeli robota koji hoda na dvije noge, zato što roboti ne hodaju na dvije noge zato što to nije tako lagana stvar za napraviti.
Öyle ya da böyle, robotikte yüz yıllık süreçte, bir robotun iki ayak üzerinde yürüdüğünü görmediniz, çünkü robotlar iki ayak üzerinde yürümez, çünkü o kadar kolay bir şey değil.
Možda nikada niste čuli za Kenemu iz Sierra Leone ili Aruu iz Nigerije.
Hiç Batı Afrika ülkesi Sierra Leone'deki Kenema'yı veya Nijerya'daki Arua'yı duymamış olabilirsiniz.
Znam kako nikada niste čuli o njemu, ali obilježite ovaj dan kako ćete jednom čuti za njega, jer on je doista izniman čovjek."
Onu daha önce duymadığınızı biliyorum, fakat sadece bu günü işaretleyin ki bir gün onu duyacaksınız, çünkü gerçekten inanılmaz bir adam."
Kako onda vi nikada niste čuli za Samuel Pierpont Langleya?
O halde nasıl olurda Samuel Pierpont Langley hakkında hiçbir şey duymadınız?
0.89707493782043s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?